İnsan bir konuşarak bir de vücuduyla derdini anlatabilir. Konuşarak söylediğimiz cümlelerle karşımızdakini kandırabiliriz ama bedenimizle asla böyle bir şey mümkün değildir. Bir çok uzman dil yalan söylese de beden söylemez diye beden dilinin önemini ifade ederler.\r\nBeden dilinin en önemli dört yararı, başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratarak amacımıza ulaşmak, karşımızdakileri daha iyi anlayarak etkili bir iletişim kurmak, kendi beden hareketlerimizi denetleyerek, sosyal ortamlara daha çabuk uyum sağlamak, başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamaktır.\r\n\r\nKonu insan davranışları olunca, bunların belirli kalıp ve sınıflara nasıl sokulabildiği sorusu akla Einstein’ın ünlü sözlerini getiriyor: “Bilim, duygusal deneyimlerimizin kaotik çeşitliliğini, mantıksal açıdan standart bir düşünce sistemine karşılık getirme çabamız. Bu sistemde tekil deneyimler, kuramsal yapıya öyle bir şekilde karşılık gelmeli ki, benzersiz ve inandırıcı bir sonuç ortaya çıksın. Duyusal deneyim, insanın dışındaki bir konu çerçevesinde gerçekleşir. Ancak onu yorumlayacak kuram, insan elinden çıkma ve olağanüstü bir çabayla zahmet gerektiren bir uyum sürecinin sonucu: varsayıma dayalı, asla tam anlamıyla kesin olmayan ve her zaman sorgulamaya, kuşkuya hedef olmaya mahkum bir sonuç.”
Program bedenimizi en etkin biçimde kullanmayı öğretmektedir. Yani beden dilini iyi kullanamayan insana bedeni hükmederken, bu kuramı öğrenen bilen bireylerde durum tam tersidir.